28 Şubat, 2013

HALİDE EDİP ADIVAR'DAN BİR KADIN ROMANI

HANDAN


Halide Edip Adıvar genel olarak aktif politika yaşamı ve bu çerçevede özellikle de Kurtuluş Savaşı ile ilgili yazdığı romanları ile bilinir ancak kendisi aynı zamanda kadın psikolojisi üzerinde durduğu romanların da yazarıdır aynı zamanda.

Ben ise bu yazıda daha çok bilinen "Ateşten Gömlek" "Vurun Kahpeye" gibi romanları yerine kadın psikolojisi üzerinde durduğu "Handan"dan bahsetmek istiyorum.   
                             
Halide Edip'in bu romanını ilk defa ortaokulda yıllarında okumuş ve çok beğenmiştim. Dimağımda bıraktığı bu hoş izlenim nedeniyle de kitap kulübümüze bu kitabı önerdim. Beğenmeyen Okumasın ekibi olarak ayın romanı Handan'ı çok farklı bir açıdan ele alıp tartıştığımız yazımız için linke tıklayınız:
http://begenmeyenokumasin.blogspot.com/2012/12/handan-diziler-cagnda-bir-yapmc-ayb.html

İşbu romanımız; adından da anlaşılacağı üzerine Handan ismindeki ana karakter etrafında şekilleniyor. Karakterlerin birbirine yazdığı 66 mektupta farklı bakış açıları ile olayları takip ediyorsunuz kitap boyunca. Bu farklı mektuplara hakim, ortak bir hava var o da hüzün ve trajedi.

Handan o döneme göre oldukça iyi bir eğitim almış, kaymak tabakadan bir aileye mensup. Bir kadın karakter için oldukça farklı olan zekası ve entellektüelliği öne çıkarılmış. Gene döneme göre oldukça güçlü ve özgür ve fiziksel olarak çok güzel bulunmasa da herkes tarafından hayranlık duyulan bir kadın. Ancak bunlar kendisini mutlu etmeye yetmiyor.

Handan 13-14 yaşlarında Abdülhamit yönetiminin muhalifi olan Nazım isimli bir hocadan ders almaya başlar, zamanla aralarında yakınlık doğar ve birbirlerine aşık olurlar. Nazım aşkını doğrudan ifade etmek yerine dava arkadaşı olarak bir hayat yolculuğuna çıkmayı önerir Handan'a. Ancak Handan evlenme teklifini reddeder ve kadınlığını yaşayabileceğini düşündüğü Hüsnü Paşa ile evlenir. Bu evlilik hapishanedeki Nazım'ın intiharına yol açar, intihar mektubu da Handan'ın kalbinde onarılamaz bir yaraya neden olur.

Konunun detaylarını Handan'ın kuzeni Neriman ve eşi Refik Cemal sayesinde öğreniriz. Neriman Handan'a büyük bir hayranlıkla bağlıdır ve yürekten üzülmektedir. İşleri sebebiyle Londra'da bulunan çifte, eşiyle arası bozulan Handan da eşlik eder. Refik Cemal ise geçmişiyle ilgili Handan'ı onaylamasa da sohbet etmekten çok hoşlanır. Neriman da entellektüel olarak eşini tatmin edemediğini düşündüğünden ve hayranlığı sebebiyle bu yakınlığı takdir eder. Bu süreçte eşinden ayrılan Handan, gitgide bir depresyona sürüklenir ve hafızasını kaybeder. Tedavisi için Sicilya'ya yaptığı yolculukta ona Refik Cemal eşlik eder. Bu seyahatta aralarında aşk doğar ancak Handan iyileşmesi ile Neriman'a olan ihanetinin bilincine varır ve psikolojik çöküş nedeniyle tekrar hastalanır. Bu hastalıktan kurtulması mümkün olmaz ve vefat eder.

Bu hazin sonla biten hikayede Handan hep kendi ayakları üzerinde durabilen bir insan portresi çizilmiş ancak hayatını hep erkekler tanımlamış ve gidişatı da onlar belirlemiş. Önce Nazım'la olan aşkı ve kendisine bir birey olarak yoldaşlık teklif eden Nazım'dan kaçışı, kendisini el üstünde tutacağını düşündüğü Hüsnü Paşa ile olan evlilik ve iyileşmesi için yardım eden Refik Cemal. Erkekler etrafında pervane ama kendisi bir türlü tatmin olmayan bir portre.

Romanla ilgili ayrı bir noktada da otobiyografik bir yanı olması. Karakterin entellektüel düzeyine ve erkeklerle olan ilişkilerine baktığımızda Halide Edip'in kendi hayatında da izler taşıdığı görülüyor. Bu anlamda roman, hem dönemin kadın-erkek ilişkileri anlamındaki dinamiğini anlamak hem de önemli bir figür olan Halide Edip'in hayatını farklı bir şekilde yorumlamak isteyenler için farklı bir alternatif olabilir.




0 yorum :

Yorum Gönder