Kalkınma Atölyesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kalkınma Atölyesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Temmuz, 2014


Rüzgara Karşı Yarım Yüzyıl Sosyal Kalkınma


Sevgili okuyucular, daha önce sizlerle Kalkınma Atölyesi'nin Kalkınmaya Katkı Verenler Gençlerle Buluşuyor, Gençler Sosyal Kalkınmaya Katılıyor adlı projesini paylaşmıştım. Bu proje kapsamında hazırlanan Carel Zwollo kitabı hakkında bilgi vermiştim. Bu projenin ikinci kitabı olan sevgili Ayşe Kudat'ın hayat hikayesinin de hazır olduğunu sizlere iletmek isterim. Sevgili Kalkınma gönüllüleri kalkınmaya olan katkınızı Kalkınmaya Katkı Verenler Fonu'na yapacağınız maddi desteklerle devam ettirebilirsiniz. Ben bu haftaki yazımda Ayşe Kudatla yaptığım röportajı sizlerle paylaşıyorum. Sayın Ayşe Kudata bana kendisiyle röportaj yapma imkanı sağladığı için çok teşekkür ediyorum. Kendisinin hayat hikayesinden çok etkilendiğimi ayrıca belirtmek istiyorum. Sizlere iyi okumalar!

Sosyal kalkınma nedir? Birey olarak kalkınmaya nasıl katkı verilir?
Sosyal kalkınma gelir,yaşam koşulları ve fırsat eşitsizliğinin azaltılması ve ortadan kaldırılması anlamına gelir. Sosyal kalkınma, devlet yatırımlarından ve politikalarından yoksulların ve mağdur sosyal grupların yararlanabilmesinin sağlanmasıyla ilgilidir. 

Birey olarak kalkınmaya sunacağımız katkı bilgimiz, mesleğimiz ve becerilerimiz çerçevesinde oluşur. Farklı bilgi, beceri ve donanıma sahip insanlar farklı katkılar yapabilirler. Bilim insanları sosyal kalkınmaya farklı açılardan katkı sağlayabilir. Örneğin Kalkınma Atölyesi’nde çalışan hukukçular, tarımcılar, işadamları farklı katkılar verebilirler. İşadamları ücretleri adil olarak
düzenleyerek sosyal kalkınmaya katkı sağlayabilir. En basit olarak insanlar gönüllü olarak sosyal kalkınmaya katkı sağlayabilir. Gönüllü olarak sivil toplum kuruluşlarında çalışabilirler. Bireyin neye inandığı önemli. Sosyal adalet kavramını benimsemiş olanların davranışları ve savundukları dünya görüşü onların sosyal kalkınmaya katkılarını biçimlendirir. Gençler dünya görüşlerini doğru şekilde düzenleyip, yoksulun yanında olmayı amaçlayabilirler. Gençlerin sosyal adaletsizliğin aza indirilmesi konusunda çalışabileceklerini düşünüyorum. Formasyonları doğruysa zaten doğru şeyi yapacaklardır.
Sosyal adalet kavramını benimsemiş olanların davranışları ve savundukları dünya görüşü onların sosyal kalkınmaya katkılarını biçimlendirir.
Kalkınmanın çarpan etkisi (bölgeselin ülkeye, ülkenin diğer ülkelere ve tüm dünyaya) nedir?
Kalkınmanın çarpan etkisi (that development will trickle down) olduğu görüşünü kabullenmiyorum. Bu görüşün yanlış olduğu kanaatindeyim. Kanıtlar bunu doğrulamıyor. “Sermayedarın kazancı er geç yoksulu da kalkındırır,” görüşü kapitalist düzeni desteklemek için uydurulmuş bir hikâyedir. Bu nedenle de örneğin ABD’de gelir eşitsizlikleri her yıl artmış ve günümüzde şirketleri yönetenlerle işçiler arasındaki gelir farkları binlerce kez artmıştır. Sosyal kalkınma zenginleri ve sermayedarı daha da zenginleştirerek, iş verenin önü sürekli açılarak sağlanamaz. Sağlanmamıştır.

Gençlerin önümüzdeki 10 yılda ilgilenmesi gereken konular, alanlar neler olmalıdır?
Sosyal adalet olmalıdır. Demokratik hakların gerçek anlamda oluşturulması olmalıdır. Terörizmin bir taraftan sosyal eşitsizlikten diğer taraftan da sermayenin, silah üreticilerinin, uyuşturucu kaçakçılarının kazançlarını zirveye ulaştırmak amacı ile arttığına eminim. Ortadoğu ülkelerindeki erkek işsizliği, korkunç büyük bir işsizler ordusunun  patlayacağı belliydi. Kimse bununla ilgilenmedi. Son derece kötü bir durumdayız. Silah kaçakçıları, silah üreticilerinin elinde kalmış durumdayız. Büyük silah üreticisi ülkeler bunu desteklemekte. Ayrıca, İsrail’in rahatlığı için Arap ülkelerinin paramparça olmasında da yarar olduğundan, zirveye varan bilge huzursuzluğunun kontrol altına alınması giderek imkânsız hale gelmektedir. Bu alanda birşeyler yapabileceğimizi düşünmüyorum.
Çalışma yaşamına atılan insanlar kendi becerileri çerçevesinde pek çok olumlu sosyal kalkınma hizmeti verebilir. Örneğin mühendislik odalarının, elektrik odalarının yaptığı çok olumlu işler var. Ticaret ve Sanayi Odaları, tarım ve hayvancılık konusundaki odalar, çevre veya eğitim konusunda çalışan STK’lar ülkemizde sosyal kalkınmaya büyük katkı vermekteler. Gençlerin bu kurumların yaptıklarını, yazdıklarını çok daha yakından izlemeleri önemlidir. Ülkemizde sosyal haklar ve fırsat eşitsizlikleri son derece hızla kaybolmakta. Oysa gençlerin ve sosyal bilimcilerimizin bu konulara yeterli biçimde eğilmediklerini görüyorum. Örneğin büyük bir mülksüzleştirme sürecinden geçiyoruz. Yoksullar şehir içlerinden, değerlenebilecek yerlerden kentsel gelişim, deprem önleme ve benzeri mazaretlerle evlerinden atılıyorlar. Bu alanda daha çok akademik çalışma yapılabilir.

Gençlerin küresel ölçekte sosyal kalkınma çalışmalarına katılımı için neler önerebilirsiniz?
Küresel konulara eğilebilmek için dil yetenekleri önemli. Dağılmadan belli konulara eğilmeleri ve üstünde çalışmak istedikleri sorunları bir an önce belirliyerek, konuları derinlemesine, yüzeysel kalmadan anlamaları da önemli. Gençler ilgilendiği konuyla ilgili çok okumalı, çok düşünmeli. Artık günümüzde internet devrimi var. Gençlerin her türlü bilgiye erişme olanakları var. Bizim zamanımızda bu yoktu. Kitap ve devlet radyosu vardı. İnternet başında edinilen bilgiyle, katılımcı bir ortamda edinilen deneyim ve verilen katkı çok farklı.

Emekli olduktan sonra neler yapmak istiyorsunuz? 
Emekli olduktan sonra kitap yazmak istiyorum. Meninist bir platform düzenlemek istiyorum. Son kitaplarım o çizgide. Erkek hakları savunucusu olarak tanımladığım meninist görüşü geliştirmek istiyorum. Bunu sosyal medya çerçevesinde geliştirebilirim, ama bu kullanımı becerebilmek için eğitim görmem gerekiyor. Twitterı nasıl kullanabilirim bunu öğrenmek istiyorum. Meninist kavramını 2006’dan bu yana geliştirdim ve bu konuda yayınlarım var. Erkeğin en çok öldürdüğü erkek, erkeğin en çok sövdüğü erkek, tarih boyunca cinsel taarruza uğrayan, gereksiz savaşlarda ölen, inanılmaz sorumluluklar yüklenenler de erkek. Çok uzun yıllar feminist platformda çalıştıktan sonra, şu anda meninist bir platform geliştirmek istiyorum. Birçok farklı konuda da araştırmam var, onları da geliştirmeye çalışacağım.





[i] Ayşe Kudat sosyal değerlendirme, sosyal politika ve eylem planları konusunda tanınmış uluslararası bir uzmandır.

29 Nisan, 2014

Kalkınmaya Katkı Verenler Gençlerle Buluşuyor, Gençler Sosyal Kalkınmaya Katılıyor
Bloğumuzda yazma sırası bana geldiğinde bir hafta önceden heyecanlanmaya başlarım. Okuduğum kitabı en doğru ve iyi biçimde ifade edebilmem gerektiğini düşünürüm ve bu bana heyecanla birlikte ayrı bir sorumluluk verir. Ama itiraf etmeliyim bu hafta yaşadığım heyecanı daha önceki hiçbir yazımda hissetmemiştim. Çünkü bu hafta sizlere yalnızca bir kitabı, eşsiz bir insanın hayat hikayesini anlatmayacağım ama aynı zamanda da çok önemli bir sosyal sorumluluk projesinden bahsedeceğim.
Geçen sene araştırma yapmak için gittiğim Buenos Aires'te tanıştığım sevgili arkadaşlarım Hande ve Özgür'e doktora projemden bahsederken Özgür kendisinin de benzer bir projede çalıştığını söyledi ve mutlaka arkadaşı Ertan Karabıyıkla iletişime geçmemi önerdi. Ertanla ilk konuştuğumda incelediğim 2001 sonrası süreci, Türkiye'de anlamaya çalıştığım sosyal yardım alanında yaşanan değişimleri, özellikle çocuk fakirliğine yönelik uygulanan programları, kendi deneyimlerini çok kapsamlı bir biçimde benimle paylaştı. Ertan'a bunun için çok büyük bir teşekkür borçluyum. Ama ona borçlu olduğum teşekkür yalnızca bununla sınırlı değil. Beni daha fazla mutlu eden Kalkınma Atölyesi bünyesinde üzerinde çalıştıkları bir projeyi benimle paylaşması oldu: Kalkınmaya Katkı Verenler Gençlerle Buluşuyor, Gençler Sosyal Kalkınmaya Katılıyor.




Öncelikle size bu projeden bahsedeceğim. Sonrasında da bu projenin ilk kitabı olan Carel Zwollo'nun hayatından kısaca bahsedeceğim. Bu proje hayatını sosyal kalkınmaya adamış kişileri gençlerle buluşturmayı, gençleri bilgilendirmenin yanında kendi projeleriyle cesaretlendirmeyi hedefleyen bir proje. Bu proje kapsamında 2015 yılı sonuna kadar yaklaşık 15 kişi ve kurum hikayesi hazırlanması hedefleniyor. Bu hikayelerden ilki de Papua'da başlayan hayatını Türkiye de dahil olmak üzere birçok yerde çalışarak sosyal kalkınmaya adamış olan ve şu anda Datça'da yaşayan Carel Zwollo. Yakında gençlerle buluşacak kahramanlar arasında Ayşe Kudat ve Yücel Çağlar da bulunuyor. Çalışma 6 aşamadan oluşuyor. Bu aşamalar sırayla: kitabın hazırlanması ve gençlerle buluşması, kitaba sahip olan gençlerin sosyal medyada buluşması, kitabı yazılanların gençlerle buluşması, gençlerin çalışma ziyaretlerine katılımı, gençlerin eğitim kamplarına katılımı, ve gençlere iş olanaklarının yaratılması. Tüm bu aşamalar sonrasında hedeflenen de profesyonellerin gençlere sürekli mentorluk yaparak kalkınma süreçlerine ömür boyu katılımlarının devamını sağlamak, yani profesyonellerle gençler arasındaki ilişkinin sürekli kılınması.



Aslında duyar gibi oluyorum şimdi içinizden peki ben bu projeye nasıl katkı sağlayabilirim diye geçiriyorsunuz? Bu projenin hayata geçirilmesi için bir Kalkınmaya Katkı Verenler Fonu hazırlandı. Bu fonun gelirlerini de Kalkınma Atölyesinin öz kaynakları, kişilerin bağışları ve sponsorların katkıları oluşturuyor. Sizler de bu programın fonuna doğrudan maddi katkı sağlayabileceğiniz gibi hazırlanan yayın setlerini gençlere doğrudan hediye edebilirsiniz. Projeye sponsor olabilecek kurumlarla da Kalkınma Atölyesini iletişime geçirebilirsiniz. Kalkınma Atölyesinin iletişim bilgilerini sizlerle paylaşıyorum. Ayrıca bir facebook sayfaları olduğunu da sizlere iletmek isterim:

Telefon: +90 541 457 31 90 (Ankara)



Bu projenin ilk eseri olan Carel Zwollo'nun hayat hikayesinden çok etkilendiğimi hemen belirtmeliyim. Papua Yeni Gine'de doğan bir Hollandalı olan Zwollo'nun hayatını antropolojiye ve kalkınmaya duyduğu tutku şekillendirmiş. Eserin resimlerle, fotoğraflarla, mektuplarla, çizimlerle zenginleştirilmesi de beni etkileyen diğer bir yönü. Kitabın bütün bölümlerini beğenerek okumama rağmen özellikle hayatının Türkiye'de geçirdiği döneminden çok etkilendiğimi söylemeliyim: Yüksek lisans tezini yazmak için Bodrum'a gelişi, sonrasında 1990lı yıllarda Ankara'ya gelişi, kırsal kalkınmaya yönelik çalışmaları ve sonrasında da Datça'ya yerleşmesi. Sevgili Zwollo: Herkesin kendi yolunu seçmesi gerekiyor diyor. Dünyada ya da yaşamda bir rol edinmek gerekiyor diyor (239). Kendisinin bu etkileyici yolundan herkesin çıkarımları olacaktır. Özellikle antropoloji okuyan arkadaşlarımın ya da antropolog olan arkadaşlarımın bu hayat hikayesini mutlaka okumalarını öneririm. Ben de bu hayat hikayesini okuduktan sonra keşke bu eseri daha önce okusaymışım ve beni pekçok konuda cesaretlendiren Zwollo'nun çalışmalarından daha önce haberdar olsaymışım diyorum. Özellikle de geçen sene saha çalışmamı yaptığım dönemlerde.
Son olarak da sizi Zwollo'nun bir sözüyle başbaşa bırakıyorum. Hepimizin çocukluk dönemlerinin hayalleri vardır. Zwollo bunu gerçekleştirenlerden. Bu projeye desteklerinizi bekliyorum. Yapabileceğimiz ufacık desteklerin genç kuşakların hayatlarında çok büyük etkiler yaratabileceğini asla unutmayalım: "Hem profesyonel işlerim hem de yalnızca gezmek için o kadar çok yolculuk yaptım ki, 13 yaşımda çizdiğim göçebe toplum resmi ve çocukluğumun hayalleri gerçekleşti." (164)