Paul Auster’in Kırmızı Defter’i
“Ne var ki iki
ay kadar önce kitapların asla bitirilmediğini öğrendim,
hikayelerin bir
yazar olmadan da kendilerini yazmayı sürdürebileceklerini de.”
Paul Auster
Çoğu zaman garip bir
tesadüftür hayatı anlatan. Beklenmedik bir anda, insanın varlığını ve içinde
yaşadığı dünyayı yeniden tanımlayan güçlü bir kırılma anı. Bu ana gücünü veren ise sadece birbiri ardına dizilen olayların rastlantısallığı değil, farklı
insanların ve hayatların birbiriyle olan şaşırtıcı bağlantısıdır da. Aynı anda
basitliğin ve karmakarışıklığın gözler önüne serildiği bu anlar, Paul Auster’in
insan benliğinin izini sürdüğü romanlarında merkezi bir önem taşımaktadır.
Aslında
tesadüflerin insan hayatındaki sembolik anlamlarını keşfeden bir düşünür Auster.
Romanlarında da, işte bu sembolik dünyanın ortak dilini çözümlemeye ve evrende
bulunan her şeyin bir bütünlük içerisinde birbiriyle bağlantılı olduğunu hissettirmeye
çalışıyor.
Auster’in felsefesinin derinliklerini
merak edenler için -ve belki de Auster’i daha önce hiç okumamış olanlar için de-
Kırmızı Defter güzel bir başlangıç. Kendi
hayatından bazı kesitler de sunduğu bu kitabında dört ayrı bölüm altında
topladığı hikayeleri yer alıyor. Bu kitapta yer alan hikayeler Auster’in kendi
başına gelen ya da yakınlarından duyduğu gerçek olaylar. Etkileyici
kurgusuyla birlikte bu hikayeler düşünsel dünyasını paylaşabildiği yaratıcı bir
mecraya dönüşmüş.
Romanlarındaki anlatım
tarzını bu kitabında da koruyor Auster. Bazı hikayeleri şaşırtıcı bazıları da
sıradışı. Anlatılarının gerçek olduğunu sıklıkla dile getiriyor olsa bile okuyucuyu yine gizemli bir dünyaya doğru yolculuğa çıkarıyor. Farklı farklı
hikayelere tanıklık ettiriyor ve her bir hikayedeki ortak noktanın izini
sürdürüyor.
Bir de, bu
hikayelerinde modern insanın görmezden geldiği, unutmaya ve hatta bastırmaya
çalıştığı birçok duyguya dokunuyor Auster. İşte bu yüzden Kırmızı Defter’i okurken hem bir heyecan
ve merak duygusu oluyor hem de çok belirgin olmayan bir hüzün dalgası kendini
hissettiriyor. Ve Kırmızı Defter, Auster'in okuyucusuyla arasında bu kitabı bir kere
okumakla yetinemeyeceği kadar güçlü bir bağ kuruyor.
Auster için yazmak,
yaşamak gibi başı sonu belli olmayan, tesadüflerle dolu upuzun bir macera. Onu
okumak da işte tam olarak böylesi bir deneyim.
0 yorum :
Yorum Gönder